Mardin Deyrulzafaran Manastırı Turları


Deyrulzafaran Manastırı – www.muhrukiltur.com

Mardin Turları içerisinde en çok dikkat çeken gezi noktalarından biride “Deyrulzafaran Manastırı“dır. Manastır Mardin’de yerleşik olarak bulunan Süryani Topluluğu tarafından aktif olarak kullanılmakta ve hizmet vermeye devam etmektedir. Dünya üzerindeki süryani toplumlarını temsil etmesi ve bu anlamda en eski tarihi yapı olma özelliğiyle çok önemli bir dini merkez olarak dikkat çekmektedir. Manastır gezinizde Süryani Patriklerin heykelleriyle karşılaşabileceğiniz gibi, 52 patriğe ait mezarıda içinde bulundurmaktadır. İlk olarak güneş tapınağı olarak inşa edilen manastır, Roma imparatorluğu döneminde kale olarak kullanılmış ve şuanki halini şekillendiren Meryem Ana Kilisesi, Azizler Evi ve Kubbeli Kilise inşa edilerek, son halini almıştır.

Bahçesinde yetiştirildiği rivayet edilen safran çiçeklerinin, manastırın duvar yapımında kullanılan malzemeleri renklendirmek için kullanılması sonucu, bugünkü adını aldığı söylenir. Aynı adı taşıyan zafaran çayı yada safran çayını manastır ziyaretinizde tadımlayabilirsiniz.

Manastırın Mimari yapısı, kurulu olduğu arazisi, aktif olarak din ve eğitim amaçlı kullanılması ve özellikle güneş tapınağı bölümünde tavan yapısının harç kullanılmadan özel bir teknikle örülmesi sizi etkiyecek unsurların başında gelmektir.

Mardin gezinizde, seyahat noktalarınız içerisinde başa alacağınız Deyrulzafaran Manastırı için Günübirlik Mardin Turlarını inceleyebilirsiniz.

The Mor Hananyo Monastery is located on the site of a temple dedicated to the Mesopotamian sun god Shamash, which was then converted into a citadel by the Romans. After the Romans withdrew from the fortress, Mor Shlemon transformed it into a monastery in 493 AD. In 793 the monastery was renovated after a period of decline by the Bishop of Mardin and Kfartuta, Mor Hananyo, who gave the monastery its current name.

The monastery was later abandoned and re-founded by the bishop of Mardin, John, who carried out important renovations and moved the see of the Syriac Orthodox Church here before his death on the 12th of July 1165. Therefore, From 1160 until 1932 it was the official seat of the patriarch of the Syriac Orthodox Church, after which it was moved first to Homs and in 1959 to Damascus. However, The Patriarchal throne and many relics are still located in the Monastery, as well as the Tombs of various Patriarchs.

“Three kilometres east of Mardin is the monastery of St. Ananias which, with interruptions, was the residence of the Syriac Orthodox patriarch of Antioch from 1166 to 1923. It is situated at the foot of a mountain that, like a Swiss Emmental cheese, is full of niches and caves, dug out by hermits who withdrew to live in them. Especially rigorous ascetics had themselves walled into their caves for years, or even their whole lifetime; novices from the nearby monastery would pass them water and a little food through a small hatch. If a hermit left his bowl untouched for 40 days, his death was assumed, and the stone wall was broken down. This was like an early, voluntary choice of one’s own grave, a custom that was also widespread in Buddhist Tibet up to the Chinese invasion of 1950. It was hermits like these that gave Tur Abdin its name. . . . I then visited the subterranean tomb of the monastery and found, in the seven room-size vaults, three Syriac Orthodox patriarchs and four archbishops buried seated on thrones in full regalia.”

The monastery has 365 rooms – one for each day of the year.

This monastery is the key reason to visit Mardin. In 451, the Miaphysite congregation of the Syrian Orthodox Church (Jacobites) splits from the Byzantine Church after the Council of Chalcedon’s debate about the true nature of Christ. It served as the seat of the Syrian Orthodox church from 493 to the 1920s. The hardy Mardin Christian community has dwindled from 2000 to 200 over the past 30 years. The church still uses Aramaic, Jesus’ language, as its liturgical tongue. Services are held daily, led by one of the two remaining monks. To the right of the entrance, down a few steps is a prayer room originally used as a temple to Baal in 2000 B.C. Above it is an old mausoleum formerly used as a medical school; the wooden doors are inlaid with lions and serpents. The main chapel still retains patches of its original turquoise coat and houses a 300-year-old Bible, a 1000-year-old baptismal font, and a 1600-year-old mosaic floor.


Benzer Blog Yazıları

Mardin Beyaz Su Vadisi Turu
Mardin Turları ve Beyaz Su denince akla gelen ilk şey, bölgenin yazın kurak ikliminden kaçılıp, dere içine kurulmuş geleneksel tahtlarda...
Mardin Mor Yakup Kilisesi Turları
Mor Yakup Kilisesi, Mardin’deki inanç merkezlerinden biri olup, varlığını ve önemini devam ettirmektedir. Mardin de gezilecek yerler arasında olan...
Günübirlik Mardin Turu
Mardin’e ait en popüler gezi noktalarında vakit geçireceğiniz günübirlik tur. Tam günü kapsayan sabah kahvaltısını müteakip konaklama noktanızdan alınıp,...
Mardin Zeynel Abidin Camii ve Turları
Mardin Turları denince gezi noktaları arasında Nusaybin ilçesinde bulunan bölgedeki islam inancının önemli yapılarından olan Zeynel Abidin Camii ve...
Mardin Meryem Ana Kilisesi ve Turları
Mardin Turları içerisinde inanç merkezi olan topraklarda gezilmesi gereken bir diğer noktada Meryem Ana Kilisesi ve Patrikhanesi’dir. Süryani Cemaatinin...
Mardin Surur Hanı ve Turları
Mardin Turları içerisinde çarşı içerisinde yer alan önemli tarihi noktaların başında Kervansaray (Surur Hanı) gelir. Osmanlı imparatorluğu döneminde 17....