Mardin Dara Antik Kent Turları


Mardin Turları içerisinde sadece bölge için değil dünya değeri olarakta dikkat çekici bir yer var ki oda Dara Antik kenti ( Dara Harabeleri).

Mezopotamya’nın en eski ve önemli yerleşim yerlerinden biri olarak kabul edilen antik kentin, bu bölgede 491-518 yılları arasında hüküm süren Kral Anastasius tarafından 505 yılında yapıldığı düşünülmekte. 4 kilometrelik bir alana yayılmış sus yapılarıyla, bu şehrin doğu sınırını Sasanilere karşı korunmak için Roma imparatorluğu tarafından kurulduğu ve  bir askeri yerleşke olduğu sanılmakta.

Dara Harabeleri -Mardin Turları ve Gezi Rehberi- www.muhrukiltur.com

Kentin Mezopotamya’nın en önemli ticaret ve yerleşim merkezlerinden biri olduğu, Pers imparator Darius ve Büyük İskender arasındaki savaşlara şahitlik ettiği tespit edilen kalıntılardan net bir şekilde anlaşılmaktadır. Şehir Pers imparatorluğu’nun eline geçtikten sonra sırasıyla 7.yüzyılda Emeviler ardından Abbasiler ve son olarak Osmanlı İmparatorluğu‘nun kontrolüne geçmiştir.

Kurulu olduğu alandaki ana kayaç yapısı Kireçtaşı olan şehir, işlenebilirliği itibariyle oyulmuş yapılardan ve yerleşim yerlerinden oluşmaktadır. Yerleşke içerisinde çarşı, kilise, zindan, su bendi, mahsun, tophane gibi kalıntılar ortaya çıkarılmış ve ziyaretçilere açılmıştır. Mezopotamya’nın Efes’i olarak nitelendirilen tarihi kent misafirlerini bekliyor. Dara Harabeleri Mardin Geziniz içerisinde kesinlikle gezmeniz gereken noktalar arasında yer alıyor, Dara Turları için Günübirlik Mardin Turumuzu inceleyebilirsiniz.

Dara or Daras was an important East Roman fortress city in northern Mesopotamia on the border with the Sassanid Empire. Because of its great strategic importance, it featured prominently in the Roman-Persian conflicts (in 530, 540, 544, 573, and 604). The former archbishopric remains a multiple Catholic titular see. Today the Turkish village of Oğuz, Mardin Province, occupies its location.

Foundation by Anastasius

During the Anastasian War in 502–506, the Roman armies fared poorly against the Sassanid Persians. According to the Syriac Chronicle of Zacharias of Mytilene, the Roman generals blamed their difficulties on the lack of a strong base in the area, as opposed to the Persians, who held the great city of Nisibis (which until its cession in 363 had served the same purpose for the Romans).[2]

Therefore, in 505, while the Persian King Kavadh I was distracted in the East, Emperor Anastasius I decided to rebuild the village of Dara, only 18 kilometres westwards from Nisibis and just 5 km from the actual border with Persia, to be “a refuge for the army in which they might rest, and for the preparation of weapons, and to guard the country of the Arabs from the inroads of the Persians and Saracens”.[2] Masons and workers from all over Mesopotamia were gathered and worked with great haste. The new city was built on three hills, on the highest of which stood the citadel, and endowed with great storehouses, a public bath and water cisterns.[2] It took the name Anastasiopolis (Greek: Ἀναστασιούπολις) and became the seat of the Roman dux Mesopotamiae.

Reconstruction by Justinian

Remains of the cisterns

According to Procopius, the hasty construction of the original walls resulted in poor quality, and the severe weather conditions of the region exacerbated the problem, ruining some sections. Thus Byzantine Emperor Justinian I was compelled to undertake extensive repairs to the city, afterwards renaming it Iustiniana Nova.[3] The walls were rebuilt and the inner wall raised by a new storey, doubling its height to about 20 m (66 ft). The towers were strengthened and raised to three stories (ca. 35 m) high, and a moat dug out and filled with water.[4]

Justinian’s engineers also diverted the nearby river Cordes towards the city by digging a canal. The river now flowed through the city, ensuring ample water supply. At the same time, by means of diverting its flow to an underground channel which exited 65 km (40 mi) to the north, the garrison was able to deny water to a besieging enemy, a fact which saved the city on several occasions.[5] To avert the danger of flooding, which had already once wrecked large parts of the city, an elaborate arch dam was built to contain it,[6] one of the earliest known of its kind.[7] In addition, barracks were built for the garrison, and two new churches were constructed, the “Great Church”, and one dedicated to St Bartholomew.[8]

Later history

The city was later besieged and captured by the Persians under Khosrau I in 573–574, but was returned to the Romans by Khosrau II after the Roman-Persian treaty in 590. It was taken again by Khosrau II in 604–05 after a nine-month siege, recovered again for the Roman Empire by Heraclius. Finally captured in 639 by the Arab Muslims, the city then lost its military significance, declined and was eventually abandoned.

 


Benzer Blog Yazıları

Mardin Beyaz Su Vadisi Turu
Mardin Turları ve Beyaz Su denince akla gelen ilk şey, bölgenin yazın kurak ikliminden kaçılıp, dere içine kurulmuş geleneksel tahtlarda...
Mardin Mor Yakup Kilisesi Turları
Mor Yakup Kilisesi, Mardin’deki inanç merkezlerinden biri olup, varlığını ve önemini devam ettirmektedir. Mardin de gezilecek yerler arasında olan...
Günübirlik Mardin Turu
Mardin’e ait en popüler gezi noktalarında vakit geçireceğiniz günübirlik tur. Tam günü kapsayan sabah kahvaltısını müteakip konaklama noktanızdan alınıp,...
Mardin Zeynel Abidin Camii ve Turları
Mardin Turları denince gezi noktaları arasında Nusaybin ilçesinde bulunan bölgedeki islam inancının önemli yapılarından olan Zeynel Abidin Camii ve...
Mardin Meryem Ana Kilisesi ve Turları
Mardin Turları içerisinde inanç merkezi olan topraklarda gezilmesi gereken bir diğer noktada Meryem Ana Kilisesi ve Patrikhanesi’dir. Süryani Cemaatinin...
Mardin Surur Hanı ve Turları
Mardin Turları içerisinde çarşı içerisinde yer alan önemli tarihi noktaların başında Kervansaray (Surur Hanı) gelir. Osmanlı imparatorluğu döneminde 17....